Dünya Ticaret Örgütü’nün son verileri, kritik hammaddelerin artan önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Son 20 yılda enerji ile ilgili kritik minerallerin ticaretindeki yıllık artış, 53 milyar dolar seviyesinden 378 milyar dolara çıktı. Ancak, temiz teknoloji ürünlerine olan yüksek talep, bu minerallerin tedarik zincirlerini zorluyor.
Elektrikli araçların batarya üretimi özellikle kritik minerallerin talep gördüğü bir alan, her bir bataryanın 200 kg’ye kadar kritik mineraller içermesi gerekiyor. Batarya sektörü, küresel kobalt talebinin yüzde 70’ini oluşturuyor. Yeşil hidrojen üretimi için kritik olan elektrolizerler, platin ve iridyum gibi dünyanın en nadir ve pahalı metallerine ihtiyaç duyuyor. Nadir toprak elementleri ise özellikle mıknatıslar için gereklidir, ki bu, birçok elektrikli makinenin, özellikle de en enerji verimli olanların önemli bir bileşenidir.
Düşük karbonlu bir ekonomiye geçişte, enerji ile ilgili kritik mineraller, birçok ekonomi tarafından temel bir bileşen olarak kabul ediliyor. Ticaret değeri son beş yılda neredeyse iki katına çıkan enerji ile ilgili kritik minerallerin ithalatında özellikle Çin, Avrupa Birliği, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri öne çıkıyor. Bakır, platin grubu metaller ve nadir toprak elementleri gibi minerallerin ithalatında belirgin bir artış yaşanıyor.
Ticaretteki değerdeki bu artışlar, 2023 COP28 İklim Değişikliği Konferansı’nda yapılan taahhütlerle, yenilenebilir enerji üretimini üç katına çıkarmaya yönelik eğilimlerle ve elektrikli araçlara olan talepteki artışla bağlantılıdır. Bu büyüyen talebi karşılamak için gelecekte kritik minerallerin çeşitlendirilmiş bir şekilde temin edilmesi için özel çabalar gerekecektir. Açık ticaret, düşük karbonlu bir ekonomiye sürdürülebilir bir geçişte kolektif çabanın önemli bir unsuru olabilir. Daha fazla bilgi için: https://www.wto.org/english/blogs_e/data_blog_e/blog_dta_10jan24_e.htm